Kupkuyu bakışlı gözleri ile, gecenin istanbulî
ışıkları altındaki -balkonun açık kapısından doluşan- nesneler arasında, göze görüneyazan ağlar vardı. Bu ağlar -bazıları birbirleriyle kesişerek- beynine
geri-dönerdi.
balkonun açık kapısının eşiğinde dikildikçe uzayan boyu
yazdıkça ve yazdıklarını okudukça değirmileşen başı gibi
bir serçenin yemini ağzına alıp gagasını
kaldırmasınca okuyup başını kaldırması
şaşırtkan ve ılıştırıcı
çıplak ayağının halıya değişinden doğan belirsiz ses
eşyayı ve efkârı ürkütmekten korkarcasına
yavaştandır sandalyeden doğrulması
çay bardağına konup onu kavramasından önce
havada hafif bir kararsız˜duraksamada süzülmesi elinin
buharlaşırcasına bir yavaşlık ve yumuşaklıkla alıp götüren
iliklerden, kaslardan, kemiklerden, sinirlerden bunaltıyı
ateşîn bir atla süzülür
gibi gökyüzüne
hırkasını Elyesâ’ya
bırakarak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder